Gece tahminleri yavaş yavaş meyvelerini vermeye başladı, o yüzden bir süre daha devam..
Madem bol bol vaktimiz var, e o zaman biraz değerlendirme de yapabiliriz.
İstanbul ilk ayakta korktuğum başıma geldi.. Peki neydi korkum? 'Çok riskli geçtik, yatabiliriz' falan değil, H.Karataş ve S.Kaya'ydı..
Selim'i artık kaale almıyorum ve onun için parmaklarımı yormaya değmez, bence acilen jokeylik kariyerine son vermeli, iyi bir ekürinin ahır sorumlusu olmalı ve biz onu 3 sene önceki 'inanılmaz zeki jokey' haliyle hatırlamalıyız..
Ama Karataş farklı, onun için bir çift lafım var.
Öncelikle; bu yazımın kesinlikle şablonumuzun yatmasıyla alakası olmadığını, zaten yarış yorumlarımın içerisinde devamlı bahsettiğim bir durum olduğunu belirteyim..
At yarışından hiç anlamayan birinin bile adını muhakkak bildiği ya da duyduğu, bana göre de efsane olan jokeylerimizden biri Halis Karataş..
Yarışseverlerin %90'ı tarafından da Türkiye'nin uzak ara en iyi jokeyi olarak biliniyor.. Bence de öyle mi? Benim bu konudaki görüşümün bir önemi yok.
Önemli olan soru şu; Karataş'ın eksik olduğu ( bana göre fazlasıyla eksik olduğu) yönüne / yönlerine değinmek hiç kimsenin haddine değil midir?
Genelde camianın önde gelen isimleri kendisine yakın olduğu için hiçbir yerde Karataş hakkında bir eleştiri göremez, duyamazsınız.. Açıkçası ben de patlamıyorum Karataş'ı ya da bir başka birini eleştireyim diye.. 
Halis Karataş efsane jokeydir kabul, Halis Karataş'a önüne gelen sallayamaz bu da kabul, H.Karataş gerek karakteri gerekse iş ahlakıyla da muhteşem bir sporcudur o kesinlikle kabul ama 'Halis Karataş eleştirilemez' , işte o kabul değil..
Ama tabi şu var; eleştiri bağımsız düşünce ve gözlem yeteneği ile birlikte bilgi de gerektirir.. Sen gidip de Karataş'ı veya bir başka jokeyi 'içeride ne işin var, çıksana dışarı ya'  tarzı bir üslupla, hiçbir teknik bilgin olmadan eleştirirsen saçmalamış olursun..
Peki benim Karataş'ı eleştirebileceğim tek konu nedir? Bakın 'Karataş'a sallayan adam' olarak bir farkındalık yaratmaya falan çalıştığım yok, sadece şunu söylüyorum; KARATAŞ her ata aynı stilde binerek, yarış içerisinde sürekli teşvik isteyen farklı stildeki atları kantarmada boğuyor.
Tek söylediğim bu ya, tekrar söylüyorum, sadece diyorum ki; bindiği çoğu atta, saklanarak gelmek ve gücünü en ekonomik şekilde kullanmak işe yarar ama bazı atlar vardır ki erkenden açılması gerekir..
E sen her seferinde 400'e kadar bekleyip istediğin kadar sihirbazlık yap, bindiğin her atın farklı özellikleri olabileceğini bilmedikten sonra ne anladım bu sihirbazlıktan? Vurdumduymaz Selim Kaya , art niyetli Özcan Yıldırım ya da diğer yeteneksizlerin yanında sihirbaz olmak yetmez, onları tamamen yok etmek gerekir.
Finalde olan yine yarışsevere oluyor.. Çünkü o sprintine geç kalsa bile, birşekilde olağanüstü teşviğiyle göz boyayıcı bir sprint yapıyor ve tabelaya girerek efsane olmaya devam ediyor.. Olsun da zaten. Ama artık şu teşvik isteyen atlara da stilini değiştirerek binsin ki, bazen olması gerektiği gibi binebildiğini de görelim.
Ben şahsen, 'hadi' dediğinde teşviğe hemen cevap vermeyen ve önceden açılması gereken bir atı doğru sürdüğüne tanık olmadım.
Şimdi bu yazdıklarımı sabırla okudunuz ve yapmanız gereken tek şey; İstanbul ilk ayakta SEYYAH'ın 3.olduğu yarışı tjk.org sitesinden açıp izlemeniz.. Ne demek istediğimi çok çok iyi anlayacaksınız.
Bu tip teknik bilgi olmadan farkedilemeyecek hataları Karataş bile yapıyorsa, yeteneksiz binicilerin bir günde kaç adet skandal biniş sergilediklerini siz düşünün, ama işte her yarışı bu kadar anlatmaya kalksak, siz okumaktan sıkılırsınız, ben de esas işimi yapamam..

Ankara tahminlerim 02.30 gibi yayınlanacaktır..