Adana ilk ayağı izlendikten sonra direkt olarak unutulması gerekilen bir yarıştı.
Analizime göre ALADİNİ ve BİR MART 1-2 gidecek, EZHANIM da arkalarına yerleşecekti. Öyle de oldu ama bu atlardan sadece ALADİNİ ayakta kalmaya çalıştı.
MALYA GÜZELİ çok vasat bir at olmasına rağmen tamamen binicisinin 200'lere kadar el sürmemesinden kaynaklı sermayesiyle kazanmayı  bildi.
ŞEKERSULTAN süratli geçecek yarışlarda aralardan tuta tuta çıkıp 3-4 yarış kazanır kış sezonunda..



İkinci ayakta; yarış sonu bir üyemiz yazmış, 'bizim teklerimiz neden bu kadar kötü koşuyor' diye.. 
PRENSES SİBEL'i az önce açıp bir daha izledim ve safkanın gayet iyi koştuğunu gördüm.
Peki ne oldu da açık yarış atı dediğim bu at 7.oldu?
1.si yarışta hiç istediği gidişat oluşmadı.. Evet süratli bir tempo vardı ama KÜBRA HANIM tek başına yaptı bu tempoyu.
Ne demiştik yorumda? Üç kaçak at var, KÜBRA - ANGEL OF SAND - BALİ KIZI..
Bunlardan ANGEL kötü çıkıp BALİ'nin de değişen jokeyi beklemeyi tercihleyince KÜBRA HANIM önde sermayeli kaçıp sonda da diri kalmış oldu.
PRENSES SİBEL ise yer tutma konusunda cebeleşşirken viraj geldi ve sprint atacağı kulvarı da bulamayınca safkanın yarış şansı yaver gitmemiş oldu.
Bu at çok çok iyi bir at, bu notum burada kalsın.
Bu arada KÜBRA HANIM'ı yazma şansım yoktu, eğer yarışta ANGEL OF SAND ve BALİ KIZI olmasaydı belki..



Üçüncü ayakta; KRALİÇE ELMAS ve STRONG LEGS ikilisini ilk iki sırada önerdim, bunun sebebi ise JACOBIN ve ATABERK'in bekleme ihtimalleriydi.
Öyle de oldu ama bu analizi benimle birlikte Müslüm Çelik de çok iyi yapmış olmalı ki I WANNA LEAVE ile bu iki atın hemen dibinde, bariyerde 3 konumlandı.
KRALİÇE ELMAS'la aradaki sıklet farkından dolayı da kazanan isim Müslüm oldu.
STRONG'da Hışman kalsa sonuç değişir miydi? - Bence değişirdi.
Sonuç olarak kötü bir analiz değildi ama dersine iyi çalışan bir jokeyin kurbanı olduk, keşke hep böyle çalışsalar...




Dördüncü ayakta; dikkat çektiğim cazip isim HÜRADAM iyi koştu ama yetmedi, yakın ara 4.lükte kaldı.
TUĞBEY tamamen rolanti tempodan dolayı ayakta kaldı. ESANADOLU ve BABA YAVUZ'u önüne alıp 3.lükte yer tutan safkan direnmeyi başardı.
FAHRENHEIT uzuncu değil, bu kadarını yapabildi.
CEVHERİZADE ise 10 boy geç çıkışa rağmen elinden geleni yaptı ama eski at olmadığı, sorunları olduğu start çıkışından belli.




Beşinci ayakta; Kaizbert temsilcisi BOYACININ AŞKI ağır sıkletine rağmen kazanmayı bildi, ilk atımdı evet ama öne çkarabilmem söz konusu değildi, zira çok dengesiz bir isim..
El değiştiren BÜYÜK KENAN görülmeye değer bir sprint yaptı ama bir dahaki yarış yokları oynarsa şaşırmam.
Burada dikkat çeken iki at vardı; DEMİRDALGA ve YAĞIZALP..
Kış artık geldi ve DEMİRDALGA'nın sezonu da gelmiş oldu, yakında kazanmaya başlar. YAĞIZALP'in de adaptesi dikkat çekiciydi.
ÜNALAN'ın 3.lüğü değerli değil çünkü gidişat avantajı oldu.





Son ayakta ise; bankom FEZACAN kazandı kazanmasına ama at yarışı öyle bir oyun ki, istediğiniz kadar iyi analizler yapın, hiçbir şeyin kontrolünüz altında olmadığı gerçeğini yüzünüze çarpıyor.
FEZACAN'ı tek yazarken mantık şuydu; PARİS AŞKI - MEKEHAN - SER CANAN liderlik veya yer tutma uğruna tempoyu yükseltecekler, FEZACAN da onları avlayacaktı.
Ancak ne oldu? Fırlayan MEKEHAN geç çıktı, SER CANAN tereddütlü başlayıp sonradan doldurarak 2 kabullendi..
Normalde şansı düşük olan PARİS AŞKI önde boş kalarak az daha FEZACAN'a direniyordu.. Özeti bu.
PARİS AŞKI önde boş kaldığı maiden yarışını kazanır, fazla maiden kalmaz ama ah bu SER CANAN var ya SER CANAN....
Umarım bir gün kazandığında boş koşuya falan denk gelir, çünkü bende asla olmayacak.



Sonuç olarak kötü analizler değildi ama finalde dörtte kalmış olduk, tahminsel açıdan başarısız bir yarış programı oldu. 



**************************************************************

 

İstanbul ilk ayakta kazanan isim NARTHANBEY oldu ama koşu re'sen incelenince 2.olan MODA kazanan sayıldı.
Bu karara geçmeden önce şunu söyleyeyim; NARTHANBEY'e geçilen atların tamamı benden kırmızı kart görmüşlerdir.
Eğer kış sezonunda, KALKANDERE hariç, bu sekiz attan herhangi birini sentetik pistte tek yazarsam gelip yüzüme tükürün o derece :)
Elbette biliyoruz NARTHANBEY'in önde boş kalacağını ama sırf bu sebeple her boş kalan atı da yazdırmayın bize be kardeşim, bu at dünyanın en hantal atı, yanından gelip bir anda 3 boy yapılması çok çok kolay bir at ama bırakın 3 boyu, yarım boya bile çıkaramadılar farkı.
Tabi sonra ne oldu, 50 kg olduğu ve bitirici sprint gelmediği için direndi.
Karara gelince, hemufak çaplı bir temas hem de kulvar değiştirme, rakibini dışarıya sürükleme söz konusu.
Ancak bu olmasa MODA kazanır mıydı? - Adım kadar eminim ki yine kazanamazdı.
Yani burada şansımız yaver gitti.

 

İkinci ayakta; buradaki berbat seviye maiden atlarından çok çok üstün bir at vardı yarışta, o da DİLSU..
Tamamen Akın Sözen'in saçmalığından dolayı kaybetti, MODA'nın kolay temposuna aldanıp kaybettiği yetmedi, düzlükte ortadan harika hücum eden DİLSU'yu orası hiç de kapanmamasına rağmen içeriye aldı..
Bir atla en baştan itibaren içeriden hücum etmek farklı, ortadan veya dıştan çeriye dalarak sprintine devam etmek farklı.
Birinde atınız mesafe / aksiyon / enerji kaybetmezken, diğerinde oldukça kaybeder.
Bunu göze alıyorsanız önünüzdeki atın tamamen bittiğinden ve onu geçeceğinden emin olmalısınızdır.
Yani anlayacağınız UÇAN İRGÜN bir daha DİLSU'nun kuyruğunu göremez, berbat bir jokey performansı izledik.
Arkadaki atlardan dikkat çeken bir isim olmadı.




Üçüncü ayakta; KÖÇEK ağır kilosundan etkilenmedi çünkü önde bomboş kaldı.
Daha önce de Tokaçoğlu ile boş kalıp ALTIN SUYU'na az daha kaybediyordu ama bu kez çok daha sağlıklıydı.
Bu arada daha ön planda tuttuğum ALTIN SUYU ömrü boyunca 2-3 giderek yarış kazanamaz.
Görüp görebileceğiniz en kısa sprinterlerden biri ve 200 direğini görmediğiniz sürece safkana teşvik anlamında el dahi sürmemelisiniz.
M.Hamedi , SUBİKE ile 2.liği kim alacak inadına girince safkanda sonlarda sermayeye dair hiçbir şey kalmadı.
Buradaki en iyi performans tabii ki 2.3.olan atlarındı ama HIZLI ASİYE bu mesafeye, bu tempoya ve bu sıkletine rağmen yine olağanüstüydü.
Çok fazla sınıf değiştiren at gördüm ama böylesi çok nadir... Nereden nereye..




Dördüncü ayakta; 800 geçilirken görüntüyü durdursak ve yarış izlemeyi bilen 100 kişiye 'bu yarışı kim kazanmıştır?' diye sorsak, eminim ki istisnasız 100'ü birden MAVİ DENİZ derdi..
Bu seviyedeki atların bu pist koşullarında çıkmamaları gereken bir tempoydu ama Akın- Deniz - Gökhan - Tolga saçmalarlarken, bunlara hiç uymayacağını tahmin ettiğim Abiş de atından memnun olmayıp uyunca sonuç kaçınılmaz oldu.
Grubun uzak ara en iyi atı LEONIDAS tabii ki.. Kışın sentetikte 1-1-1-1 olur.




Beşinci ayakta; çoğu kişi belki farketmemiştir ama bankomuz JOSEPHINE yarışı start çıkışında kazandı.
Normalde 7-8-9 civarı yer tutan bu at starttan ok gibi çıktı ve ilk 200 300 metre sonunda birileri gelse de ben de 4-5 gitsem diyordu resmen.
Sonra önlere dolduran atlar sayesinde JOSEPHINE daha da dinlenme moduna geçti ve bariyerde 7 giderken her yerde 'ben kazandım' diyordu.
Bu olağanüstü binişin hakkını mesafeye rağmen safkan da verince tertemiz bir 1.lik geldi.
Dikkat çeken hiçbir at olmadı, JOSEPHINE ve diğerleriydi...




Son ayakta ise; Cuma günkü tahminimde kazanan PERLA yoktu çünkü biraz daha zamana ihtiyacı olabileceğini düşünmüştüm ve tabi biraz da üzerinde Özcan'ı görünce soğuma gelmişti.
Ama yarışların sisten dolayı ertelenmesi iyi oldu çünkü bu yarışa tekrar çalıştığımda tuttuğum hiçbir at olmadığını farkettim.
Dolayısıyla potansiyelli PERLA'yı eklemem şarttı.
Gereksiz tempolara çıkmasına rağmen çok kolay kazandı safkan.
DUDAKBÜKEN sanırım ömür boyu 2.3.kalmaya devam edecek.




Sonuç olarak İstanbul altılısını doğru bir kurguyla içeriye attık.
Umarım bu hafta bir iki kayda değer altılı daha bulur üzerimizdeki kara bulutları tamamen dağıtmış oluruz..